Acıklı bir Pazar Günü !

             

      
               

Tuvalete gitmek için kalkıp, su içip geri dönüp kitap okuyayım derken aklıma süper bi fikir geldi. Ama sonra o fikiri düşünürken, ya dedim "şu markette et reyonunda çalışan adam ne kadar iyi ama diğerini sevmiyorum". O ne öyle filan derken "aa tuvalete gideyim" diye kalkıp, mutfakta bulaşıklara bakıp yıkayayım ama yıkamadan önce bişiler atıştırayım dedim. Bişiler atıştırırken aklıma süper bi fikir geldi. Salona süper fikrim için gerekli malzemelere bakmaya giderken, birden ortalık ne dağılmış deyip bir battaniye katlayıp, ay tuvalete gideyim diye battaniyeyi orta yere bıraktım. Sonra odama gittim ve odama neden gittiğimi düşünürken aklıma Doktorlar'da Levent'in Ela'ya evlenme teklif ettiği sahne  geldi. Yaaa ne salaktı deyip kahkaha ata ata, kardeşimi o sahneyi hatırlatmak için arayacaktım ki, telefonu saatlerce bulamadım. Telefonumu ararken koltuğun altında yıllar önce kaybettiğim kolyeyi buldum. Kolyeyi nereden aldığıma ne zaman taktığıma dair milyonlarca anıyı düşünürken ya dedim ben bu takı işine gireyim. Çok heyecanlandım, takı işi için ne yapmam gerektiğini filan planlayacaktım ki, kitaptan da 2 sayfa bile okuyamadım diye odama geri döndüm. Bilgisayar açıkmış ona daldım ya film açayım da izleyeyim bari dedim. Film bulamadım, aman ses olsun diye Dracula Untold adlı filmi açtım. Tuvalete gitmeyi unuttuğumu farkettim. Kalktım. Film izlerken de kahve içerim diye gittim kahve koydum. Ay kahve olana kadar, iki bulaşık yıkayayım dedim, hakikaten de iki tane kupa yıkadım. Çünkü aklıma süper bi fikir geldi. Süper fikri düşünürken, salona gittim. Salonda ortaya bıraktığım battaniyeyi kaldırayım bak unutmuşum orda dedim. Tam battaniyeyi kaldıracakken "aa kahveyi unuttum" diye mutfağa geri döndüm. Kahveyi koyarken, tekrar sabahtan beri tuvalete gitmediğimi farkettim. Bir kaç kere niyetlenip bir türlü gitmediğim tuvalete sonunda gittim. Tuvaletteyken ay bari duş alayım diye düşündüm ve odama havlu almak üzere gittim. Biraz önce açtığım filmin ortalarına gelmişti. "ya acaba  noluyomuş bu filmde" diye yatağa uzandım. Filmi çok saçma buldum ve allaaahımm ya, ben neden bu filmi izliyom diye düşündüm. Aklıma Dracula ile ilgili okuduğum tüm kitap, film vs geldi.  Dracula ve Kazıklı Voyvoda hakkında uzun uzun düşünürken, yarım saat uyumuşum. Gözlerimi açtığımda aklıma süper bi fikir gelmişti. Yorganı bacağımın arasına alıp dönerken bu süper fikrin ne olduğunu unuttum. Sonra aklıma birden fincanda unuttuğum kahve geldi. Neyse ki, sıcak içecekleri soğuk seviyorum diye sevindim ve kendimi öptüm omuzumdan. Kalktım kahveyi almaya, sonra dedim ya aklıma bugün süper fikirler gelmişti ama hiç birini hatırlayamadım. Demek o kadar da süper fikirler değilmiş diyerek kendimi teselli ettim. Onları düşünürken aklıma yine birine yaptığım bir espri geldi yıllar önce. Kendimi allahım çok zekisin kızım sen diye yarım saat kadar pohpohladım. Buz gibi olmuş kahveyle odama geldim. Filmin bitmiş olduğunu ve yazılarının çıkmış olduğunu gördüm ve o yazıların ve geçen adların hepsini okudum. Hatta abartıp bundan sonra çıkacak ad senin olsun gibi ergenlikler bile yaptım. Güldüm kendi kendime ve ne kadar ilginç bi insan olsan da Seli bunları başkalarına anlatma diye kendi kendime tembihlerde bulundum. Ne kadar acıktığımın farkına vardım. Bilgisayarımı da alıp mutfağa gittim Facebook senin Twitter benim gezerken, filmi tekrar başına aldım ve sonra kendimi buraya bunları yazarken buldum.