CEHENNEMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE !

Bir avukat olarak en büyük savunmamı, cehennem kapısında verecekmişim gibi hissediyor ve uzun zamandır bunun üzerinde çalışıyordum. İlk giriş cümlem itiraz ediyorum olacaktı. Sorulacak her soruya bir yanıtım, verilecek her cezaya bir itirazım vardı. Ciddi kanıtlar biriktirmiştim. Onlar daha yargılamadan verecektim tüm gerekçeli cevapları. Olmadı elalemi suçlayacak, o da böyle yaptı ama bu da şöyle diye hemen ispiyona başlayacak, ortalığı iyice karıştıracaktım. En sonunda napim beni de böyle yaratmışsınız Diye tamamlayacaktım savunmamı.

Sabah adliyeye gitmek üzere bindiğim takside tam bu düşünceler içindeyken radyoda Cübbeli Hoca'nın konuştuğunu farkettim. Israrla "Evlenmeyen bizden değildirdir." diye tehditkar ve kuvvetlendirilmiş bir sünnetten bahsediyordu. Hayda bu da nereden çıkmıştı birden. Ben bu kısmı hiç düşünmemiştim. Yaptığım ya da yapmadığım her eylem cehennemlikti. İddia makamı elini iyice güçlendiriyor, ben bir iddiaya savunma buldukça, başka bir iddiayla beni iyice köşeye sıkıştırıyordu. Ben artık bunun da cehennem kapılarında beni süründürecek bir iddia olduğunu hiç düşünememiştim. Toplum baskısı yetmiyormuş gibi, bir de bu çıkmıştı. Kafamda Kurtlar Vadisi'nin Cendere müziği çalmaya başlamıştı. 

O sırada hemen aklıma bir fikir geldi. "Şimdi de size biraz son ilişkimde neden terkedildiğimi anlatayım isterseniz" diye yeni bir bölüme başlayacak ve "neden" diye soracaktım cehennem savunmamın "evlenmeyen bizden değildir kısmında"  İşte tam da bu kısımda hepsinin çok güleceğini ve bu suçlamayı hemen karınlarını tuta tuta kahkahalar atarken "tamam! tamam!  ay sinirlerimiz bozuldu, daha fazla anlatma diyerek düşüreceklerini, burdan da böyle yırtacağımı düşünüyordum. Birden keyfim yerine gelmişti. İyice gaza gelip, acayip suçlamalarda bulunacak ve 30 gün boyunca oruç tutan erkeklerin, Ramazan Ayı boyunca ateist kızları nasıl, aç karına, susuz, katıksız üzdüklerini , bir kul olarak haklarımızı nasıl çatır çatır yediklerini anlatacaktım. Resmen oruçları da böylelikle hanemize yazdıracaktım. 

Bu gidişle dünyada layıkıyla yapamadığım avukatlık vazifemi, cehennem kapısına adımı altın harflerle yazdırarak tamamlayacaktım. Kızlar, eğer ihtiyacınız olursa cehennem kapısında beni kartvizitimi dağıtırken bulabilirsiniz. Saygılar sizden olduğu sürece, sevgiler benden.