ATEŞ İLE İMTİHANIM !

Oysa bu yıl hiç grip olmadım domuz gibiyim maaşallah dememin ve üzerine domuz mu, grip mi, allah mı söyletti acaba diye de eklemeyi ihmal etmememin üzerinden sadece birkaç gün geçmişti. Sanırım bu birkaç gün de grip virüsünün yerleşip, çoğalıp, beni yataklara düşürmesi için yeterli bir zaman dilimi oluyordu. 

Size bu yazıyı yazarken; Sibirya'da tüm arkadaşları açıklanamayan bir şekilde ölmüş, sönmüş ateşin yanında soğuktan zangır zangır titreyerek, yapayanlız son mektubunu yazan o dağcı gibi hissediyorum. Herşey bir rüya olabilir! Titrek ellerimin eseri, zar zor anlaşılan el yazımı sabah birisi bulup rüya olmadığını da anlayabilirler. Gerçi sanki odada biri var ama  sanırım kendisi hipoterminin etkisi ! Ama bu üşüme hissi uyursam ölürüm etkisi mi yaratıyor ne, 3 gündür hiç uyumuyorum, ya da uyuyorum da ben farketmiyorum. İnanın insan 40 derece ateşle neler görmüyor ki?  İşte bu yüzden ateşlenmeyi her zaman sevmişimdir. Çılgın bir maceranın ortasında kendinizi buluveriyorsunuz.

Bundan bir kaç yıl önce domuz gribini tek başıma yendiğimden emin olduğum bir dönem vardı. Bir hafta boyunca düşmeyen ateşimle evde yapayalnız, 2. dünya savaşına katılmış, mayına basmam sonucu, sol ayağım baldırından parçalanmış ve kanlar içindeki ayağımı tutup, "yoook! yooook! Koptuuu, göremiyorum" diye diye yarım saat ağlamıştım. Sonra demir apartman kapısının tekrar çarpması ve ritimsiz ve insanı öldürebilecek derecede hızlı kalp atışları içinde, salonda olduğumu anlamamla birlikte ayağımı görüp, bu sefer her şeyin bir rüya olduğunu anlayıp mutluluktan yarım saat ağlamış, zaten ateş nedeniyle kaybetmiş olduğum sıvı yetmezmiş gibi bir de gözyaşı olarak akıtmıştım sıvımın son parçalarını. Su verecek kimsem de kalmamıştı. İçinde birkaç damla kalmış, bardağımı yaladım hemen, çölün ortasında, kaybolduğumu düşünerek, rüyalarda, hastalıklarda, ateşte hemen maceraya atılan  Clementin gibiydim adeta. Ve bu yüzden ateşlenmeyi seviyordum resmen, o Daenerys'i de hiç sevmiyorum aslında ama eğer bir Game of Thrones karakteri olsaydım, Targaryen olurdum kesin. Zaten çözdüğüm o salak  testte de Targaryen çıkmıştım.  Gerçi bu ailenin fertlerinde, yüksek vücut ısısı beyinde kalıcı bir hasar bırakmıyordu sanırım ya da havale geçirme gibi bi durum oluşmuyordu. Kaybettiğim beyin hücrelerini düşündüm.

Bir keresinde de, maymun ordumu karşımdaki ordunun üzerine salmış, maymunlar askerlerin orasına burasını dokunup şapkalarını çalıp kaçarken ve ordu tam da bozguna uğramış, ben kucağımdaki maymunun başını okşayıp kahkahalar atarken duşta gözlerimi açmıştım. Bana doğrulmuş panikleyen bakışlara, beni neden buraya getirdiniz diye sormuştum. 


En güzellerinden biri ise, saçtıkları rengarenk ışıkları, birbirine karışmış, etrafımda dönerek göğe yükselen Mevlevi Dervişleri hayranıkla izlememdi. Fakat bu muhteşem  saykodelik rüya yanımdaki Dervişe "ay ne güzel maaşallah, Eminönün'de altgeçitte satılan ışıklı topaçlar gibi nasıl da dönüyorlar" diyerek, lusid bir rüyaya dönüşmüş, "ay pardon Dede Efendi, ateşin etkisiyle rüya görüyorum da saçmaladım" diye Dede'nin bakışları üzerimde rüyadan uyanmaya çalışarak bir kabusa dönüşmüştü. 

Ben bi bakkala gidip Ebru Gündeş alayım derken ne kadar saçmaladığımı farkedip, kendi kendime Ebru Gündeş ne alaka ya, saçmaladım dememin üzerindense, çok uzun bir zaman geçmedi.

Fakat bu sefer, bu ateş çok da hoşuma gitmedi, o istediğim dereceyi yakalayamamış olmamdan mı ne, sadece bana komplimanlar yapan Brad Pitt'e "kötü olmaktan hoşlandığım bir andayım, istersen şansını fazla zorlama dedim, uyanınca egomla ilgili ciddi problemler yaşadığımı farkettim, resmen Brad Pitt'e ayar vermiştim, reddetmiştim, acaba gerçek hayatta nasıl bir redddeliş bilinaltıma işlemişti ki, uzaktan merhaba dese bayılacağım adama atarlanmıştım. Ama sonra, karşıdaki berber dükkanındaki, sürekli bizim evi dikizleyen Brad Pitt resmi olduğunu anlayınca o Brad Pitt'in egomla ilgili hiç bir sorunum olmadığını anladım. Egomla ilgili ne sorunum olabilirdi ki?

Siz farketmediniz tabi ki, bu doğa şartlarında, onca zorluk içinde, ışığım ha söndü ha sönmedi derken, bilgisayar hata verdi ve ani bir ısınma hissiyle küçük bir baygınlık geçirdim. Artık, dayanacak halim kalmadığından, ve duş alırken kolumu kafama götürüp, saçımı şampuanlayamadığım için de, şu an bunu nasıl yaptığımı bilmiyorum, umarım hayal değildir.  Ateşle olan imtihanıma yarın devam ederim. Sonra düzeltirim.






Yorumlar

Popüler Yayınlar