Mahallenin En Yakışıklı Adamı



                       
Hayatımda gördüğüm en yakışıklı adam bizim mahallede bir müptezel. Hayat şartları onun tarzını bir hipstera dönüştürmüştü. İlk gördüğümde hayatımda gördüğüm en tarz, en yakışıklı adam bu demiştim. O saçlarla, o salaş kıyafetlerle Hollywood'un asi çocuğuydu adeta. Johnny Deep'in tahtını sallardı ki bence Johnny Deep yakışıklı da değildi. Sonra benden sigara istedi. gözlerine bakıp yok kardeş dedim utangaç, kızaran yanaklarımla. Gülümsedi. Balkan sofrasına girip kurulfasulye yedi. Ben de bi çılgınlık yapıp bol sarımsaklı bir kelle paça içmiştim. Ondan önce aşırı zayıf ve bakımlı kızlar önümde sırada diye az mercimek,taze fasulye ve salata söylüyordum neredeyse ki taze fasulye en sevdiğim yemeklerden biriydi de ama işte tam bir eşleşmeyen olarak ille zıtlaşacaktım. Neyse ki, baskılar beni yıldıramadı. KIzlar adama ilk önce hayretle sonra küçümseyen gözlerle baktıkar. İçimden hadi hadi dedim siz de beğendiniz ve şaşkınsınız. İnsanları giyimlerine, yediklerine, içtiklerine, tiplerine göre değerlendirmeyin diye düşündüm zira ben de kelle paça tercihimi çoktan yapmıştım. Sonra kızlara "dönüp kimsiniz siz ya, gidin  o zaman Balkan Sofrasında yemeyin." Deyip küfür ettim. Kızların hiç bişiden haberi yoktu. Sanırım kızları tiplerine göre değerlendiriyordum ama o bakışları bana koymuştu gerçekten. Neyse, inadıma kelle-paçanın yanına da öyle bi yemek söyledim ki, usta bana bakıp, "işte benim kızım" dedi. 
Kızlar bana baktı. Gülümsedim. 
Sonra sessiz öfkem ve iç hesaplaşmalarımla başbaşa kaldım.

Yorumlar

Popüler Yayınlar