BAYKUŞ
Not: Dikkat duygusallık içerir.
Hiç inanmamış baykuşların uğursuzluk getirdiğine, hatta uğur bile sayarlarmış ailecek. Çünkü; Meral Teyzesi hep anlatırmış, sürekli balkonunu ziyaret eden Baykuşla olan anılarını. Astım hastasıymış Meral teyze, ne zaman bu baykuş balkonunu ziyaret etse, anlarmış gününün güzel geçeceğini. Rahat bir nefes alırmış. Sağlık getirdiğini bilirmiş. Ya da ne zaman kötüleşse, beklermiş bu baykuşu balkonuna, o gelince uzaklaşırmış hastalığı. Hiç de tersi olmamış. Anlarmış Meral Teyzesi'nin yüzünden baykuşun geldiğini. Hele o yaz, çok gelmiş baykuş Meral Teyzesi'nin balkonuna, Meral Teyzesi daha az kriz geçirmiş, daha az fenalaşmış o yaz. Hani hiç ayrılmasa, temelli iyileşecekmiş neredeyse. o küçücük dünyasında duyduğu en büyük hastalıkmış, sonradan öğrenmiş ama daha ne hastalıklar var, çaresi olmayan.
Sonra yaz bitmiş, yine başlamış okul, o sene okulun kötü çocukları bir çete kurmuşlar, rahat vermiyorlarmış çocuklara. Ne ceza ne azar fayda etmiyormuş. En yaramazı ve çete başı Gökhan adındaki çocukmuş, o çocuğu hiç unutmazmış, çünkü İstanbul doğumluymuş o çocuk, nerden duyduysa artık hep aklındaymış bu. Tanıdığı bütün çocuklar, küçük şehirlerinin doğum evinde doğdukları için, o zamanlar çok önemli bir şeymiş başka yerden gelmek buraya. Ona göre kendi şehrinin çocukları hep aynıymış, renkleri de hep yeşilmiş, hep sarı olmak istemiş ama yeşilmiş o da, belki büyüdükçe rengi açılır, sararır diye düşünürmüş ama daha önce sarı olan birisini de görmemiş hiç. Gökhan'ın rengini hatırlamıyormuş şimdi ama başkaymış onlardan.. Hem çete reisi olmasından belliymiş bu.
Bir gün Gökhan'ın çetesi, yine yapacak bir şeyler bulmuş, etrafta koşturup, ellerinde bir şey, yakaladıkları çocukları korkutuyorlarmış. O da o anda bahçedeymiş, artık arkadaşlarının yanına mı gidiyormuş, su içmeye mi, yanlızmış o sırada. Birden gözgöze gelmişler Gökhan ile, tabi onu görünce kaçırmamış küçücük, tek başına ne olduğunu anlamaya çalışan kızı, anlamış farkedildiğini ama, korkmuş, kıpırdayamamış yerinden. Çocuklar üzerine gelirken açmış kocaman gözlerini beklemiş, kaderine razı olmuş, Zaten gelmeleri de o kadar uzun sürmemiş yanına, sarmışlar etrafını, bağırarak ellerindeki şeyi bir o yana bir bu yana sallayıp, yüzüne karşı tutuyolarmış. İlk başta korkmuş, anlayamamış ellerindeki şeyin ne olduğunu, kapatmış gözlerini. Sonra ne olduysa birden cesaretlenmiş, Onlar bu kadar rahat, korkmadan dokunabiliyorlarsa o şeye, onlara bir zarar vermiyorsa ona da vermeyeceğini düşünmüş. Onlarla savaşamayacağına göre, verebileceği tek karşılık korkmadan, durmakmış karşılarında.
Cesaretini toplayıp açmış gözlerini, gözleriyle birlikte sımsıkı yumruk yaptığı eli de gevşemiş, önce titremiş parmakları sonra, şaşkınlıkla büyümüş gözleri, korkacağına sevinmiş ellerindeki, yavru baykuşu görünce. Boyama kitaplarında,televizyonda gördüğü bu hayvanı, çok beklemiş meral Teyzesinin penceresinde, ama bir türlü göstermemiş ona kendini, ama şimdi karşısında durup, ona bakıyormuş.. Çocuklar, korksun diye üzerine attıkça, o daha çok sevinmiş, ne kadar da şanslıymış, başına gelecek güzel şeyleri düşünmüş. Ama üzülmüş minik baykuş için, ellerinden almaya çalışmış, alamamış, sadece bırakın diyebilmiş. Çocuklar bakmış, korkmuyor, sıkılmışlar, çöp tenekesine atmakla tehdit edip uzaklaşmışlar yanından. Koşa koşa yakındaki bir öğretmene gitmiş, ben korkmadım ama baykuş çok korkmuş demiş. Adam kızmış çocuklara, bırakmışlar kuşu bahçedeki bir ağacın yanına.
Baykuş görmekle kalmamış bir de kurtarmış üstelik, şimdi daha fazla kişiye şans getirebilirmiş, düşünmeden edemiyormuş başına gelecek güzel şeyleri.. Sonra zil çalmış okul bitmiş, eve bir gitmiş ananesi en sevdiği yemeği yapmış. Dedesinin cebinde de en sevdiği çikolatayla, antep fıstığı. Elinde hep o istediği dedesinin aldığı ama annesinin , herkesin en fazla 18 renk boyası olan okula utanmayacak mısın götürmeye diye geri verdirttiği, 60 renkli, çantalı pastel boya. Okula götürmesine izni yokmuş ama hala.
Bu da böyle bir anımdı, şimdi dağılabilirsiniz.
Çok baykuş bir hikayeymiş :(
YanıtlaSilYeşim Hanım, olumlu bir yorum olduğunu umuyorum, zira görüşlerinize çok önem veriyorum, you know :)
YanıtlaSil:) Yazılar kadar yorum atışmalarını da heycanla takip etmekteyim, keza utanmasam blogunuzu okurken çekirdek çitleyeceğim Sn. Sally Ciguly
YanıtlaSilMine Hanım, ilgiliniz için öncelikle çok teşekkür ederim, lütfen lütfen, çiğdem çitlemek bloğumuz için utanılacak değil, aksine tapılacak bir eylemdir. Yapınız ! Sevgiler ! :)
YanıtlaSil