Cennet Anaların Ayağının Altında !


Dikkat :  

Bu yazı tamamen, barış ortamında sahip olunulduğu düşünülen ve başına kötü hiç birşey                                                     gelmeyeceği saflığıyla yazılmış bir yazıdır. Bir hiç nedeniyle ölen çocuklar ve anneler, felaketler, hastalıklar,             kötü yönetimler ve devlett gibi seçenekler bir kenara bırakılmıştır. 2015 Türkiyesinde yaşamıyormuşçasına               yazılmıştır.
                           

                                Çocuk sahibi olmak konusunda ciddi şüphelerim vardı ve bu hiç de öyle "böyle bir dünyaya çocuk getirmek mi?" , "tam bir delilik, tüm özgürlüklerinden vazgeçip hayatını bir çocuğa adamak mı? yok efendim kadının toplumdaki yeri sadece annelik mi?" "iç güdülerime karşı koymak filan manasında mantıklı bir çocuk yapmama isteği de değildi üstelik. 

                           Kızım olursa ve ya halasına benzerse diye korkuyordum ben resmen. Güzellik meselesi filan da değildi, tabi halası çirkin de olabilirdi, bana benzese ben çok mu güzeldim, sonuçta süper genleri olan bir adamla evleneceğim de yoktu. Büyük ihtimalle halası da standart olacaktı en fazla. Ay hadi güzel olsa, insan daha da çok kıskanırdı yani. Ama insan kıskanır değil mi? Dünyaya senin kanından canından bir evlat getiriyorsun ve o gidiyor halasına benziyor. Kabul edilemez bir durum. Görümcen ya sonuçta. Ben halama benziyordum ve şimdiye kadar bir sorun da yaşamamıştım bununla ilgili, çünkü anneme de benziyordum, belki annemle halam birbirlerine benziyorlardı da bir sorun yaşanmamıştı. Gerçi kız olup amcasına benzemesinen daha kabul edilebilir bir seçenek. Yani illa karşı taraftan birisine benzeyecekse kızım, halası daha makbule geçerdi tabi. Ama yine de benzemesin. Sonra gidecek ve bir hayırsıza, "Aşşkooomm" filan diyecek, üniversite seçimini bile o aptalın kazanabileceği, şehirlere göre seçecekti. Evde 24 saat telefonda, o vefasızla konuşmasına ise katlanamazdım. Sonra, bu vefasız ona kötü davranacak ben de gidip, evini bombalayacaktım bu ergenin. Bu şartlar altında kızımın benimle bir şey paylaşacağını sanmıyordum ama ne yapar ne eder öğrenirdim. Bilgisayarını, telefonunu karıştırır, her sabah yastığından aldığım saç telini tahlile yollardım. "Kafanı kullan sen Bihter Ziyagilsin" lafını şimdiden kullanmaya başlamış, resmen kendi çocuğumun hayatını kendi isteklerime göre mahveden bir Firdevs Hanım'a dönüşmüştüm düşünürken bile. Ay gidecek benden barbili çanta filan isteyecekti ve kıracaktım kafasını.   

                        Peki ya oğlum olursa ve bana benzerse ? Burak Kut gibi beybi feys, yuvarlak temiz suratlı bir yavrucak. Kesin çocukluk ve ergenliğinde şişman da olurdu, sonrasında da şişman olması tabi büyük ihtimaldi ama boya moya gider belki kurtarırdı, çocuğu daha küçücükken rejime alıştırmaya başlasam iyi olacaktı. her hafta pazartesiyi beklemesindense, çikolatanın, cipsin tadını bilmemesi daha iyiydi. Fare zehiri koyuyorlarmış onlara, okulda arkadaşın verirse seni zehirlemeye çalışıyordur güvenme annem onlara diyecektim. Sporun, antremanın haddi hesabı olmayacaktı hayatımızda. Gerçi ben de her sporu yapmıştım. Şişman, komik, aşırı konuşan, çirkim ama sempatik  kızların peşinden nasıl koştuğunu anlayamadığınız bir adam da olabilirdi belki. Ama yok, liseden beri çıktığı kızla evlenme potansiyeli olan, Üniversite bitince terkedilecek erkek potansiyeli görüyordum resmen doğmamış çocuğumda.

                     Çocuğumun benden daha çok sevebileceği bir insan olabilmesi fikri beni yiyip bitiriyordu. Kesin o iğrenç kaynana olacaktım.  Meslek seçimlerine çok karışmayacaktım, tabi yine de benim istediğim bişiler olurlarsa mutlu olurdum. Sanata, spora yoğunlaşmalarını tercih edecektim kesin. Ve bu yönde parmakları yara olana kadar bale yaptırıp, elimde ıslak kamış ile -5 derecede dışarda keman çaldıracak ve her yanlış bastığı notada eline vuracaktım. Sonra da bu şartlarda yanlış yapmazsan, bir konser salonunda harikalar yaratırsın tontişim, oğluşum balum, yavrum, annesinin kuzusu, seni sevdiğimden diyecektim.        

                    Sizin de anlayacağınız üzere, bir Alman annesi olmam imkansızdı ve annelik hiç bir boyutuyla bana uymuyordu. Belki, teknoloji çocuğa çip taktıracak ve joystickle yönetebilecek kadar gelişirdi, bir kaç yıla ama yine de engelleyemezdin işte başına gelecekleri, aptal seçimlerini, sen ergensin, frontol lobların gelişmemiş, yeterli yargılama gücüne de sahip değilsini açıklayamazdın ki? kendi çocuğumu delirtmemek için yapmamalıydım, bir de ne bilim insan sıkılmaz mı ayol bir süre sonra kakasıysı, çişiydi?



                            

                         













Yorumlar

Popüler Yayınlar